Blog Listem

22 Ocak 2012 Pazar

Kelepçeli Yüreğim

 



Bir zamanlar sıkılarak söylediğim, utanıp söyleyemediğim kelimeleri cümleleri ağzımdan çikmaya çalısırlarken geri gönderiyorum kelepçeliyorum yüreğime...
Önceleri o kadar masum ve ürkeklerdi ki bulamıyorlardı çikis yolunu...
Ya simdi, çıkmak için parçalıyorlar içimi, çığlık çığlığa haykırıyorlar...

İçlerinden biri: " BITANEM! nolur gitme aşabiliriz engelleri, savaşabiliriz hayatla sen olduktan sonra yanımda kaya gibi sağlam dururum olumsuzluklar karşısında...Bırakıp gitme beni, sebepsiz biçare koyma beni! Bakma sen bu ne dediğini bilmez agızdan çıkanlara, aklın esiri olmuş. Ah bir kıra bilsem şu kelepçeleri çıkarım o zalim agızdan, dökülürüm dudaklardan... Ama bitanem kırılmıyor; madeni sevgi"
  
Diğeri feryadı figan eder: "AŞKIM! Hani çok seviyorduk... Hani ay ışığındım senin... Sevmiyor musun artik beni tükendi bitti mi aşkın? Yok mu aşk dedikleri, yalan mı? Yalan olan kelam ile mi isimlendirdin beni? Hiç mi sanşımız yok, tek çikar yol teslimiyet mi? Gerçekler mi diyorsun; aşkın gözü körse nasıl grüyorsun gerçekleri??? Ya aşık değilsin ya da çok özel ender bir aşka sahipsin? Hangisi söyle bu sefer susma! Aşkım duy beni! Sende kelepçeleme kalbine içindekileri...Birak çıksınlar bitirsinler bu kabusu, rüyamıza geri dönelim, gerçege dönüşmesi için dağları delelim çölleri geçelim"

 Biri ise parçalar kendini: GÖZÜMÜN NURU! Nereye gidiyorsun? Karanlıklara mi gömeceksin beni, batma vaktin mi geldi?  Başka dünyalara doğmaya, hayat kaynağı olmaya,nur olup gözlerden taşmaya mi gidiyorsun? Ya bu yaşlı gözleri düşünmez misin, nurunu kaybederse karanlıklara bürünmez mi? inanma sen ağlamıyorum diyen dudaklara, yaşlarla ıslanırken sana yalan söylüyor...gitme nolur beni ağma bırakma, seni göremeyen gözlerim görmesin kimseleri! Gitme nurum gitme"

Bir digeri sessizce ağıtlar yakar: "KALBIMIN FATIHI! Mademki fethettin, açabildin bu kalbin kapılarını şimdi niye bırakıp gidiyorsun? Fetih umduğun gibi değil mi yaşayamaz misin bu kalpte, sana layik degil mi? Sonsuza kadar sahibi olamaz mısın? Tahtını boş bırakıp  gidecek misin? Keşiflere çıkıp fethedilecek yeni kalpler peşine mi düşeceksin?  Illa da gideceğim diyorsan, açtığın kapıları kapa da öyle git...Kalbimi geldiğindeki gibi bırak yapabilir misin? Sökebilir misin kök salmış sevgini? Kırmadan çıkabilir misin küçücük kalbimden dünyalara sığmaz aşkını? Sana ve bana ait olanları ayırt edebilirsen al git seninkileri... Ama ayıramazsın, senin kalbin benimkiyle tamam olmuş benimki senin  kalbinle... Hadi geri ver içinde sen olmayan kalbimi"

 Biride damla damla ağlar: " YAĞMURUM! Hayatımın kaynağı, nefesimin bereketi, siçim siçim yağmayacak mısın, nazlı nazlı düşmeyecek misin bu yüreğe gayrı? Susamış kurak yüreğim doyamadı sana... Kurumuş dallarım yeni yeşermişti... canımdaki cansın damarımdaki kansın  sensiz hayat olmaz... GITME YAĞMURUM GITME SENSIZ YASAYAMAM…


 Içlerinden biri dimdik ayakta, gözleri kara: "IMKANSIZIM! ben sana zaten imkansızım demişim uzun süredir gidişini bilmekteyim ama bu kadar ani olacağını, ayrılığın kapımızı bu denli erken çalacağını idrak edemedim belkide etmek istemedim...Demek ki o kara gün geldi, gündüzlerde geceye ilhak olacak... Merak etme, bilirsin severim geceleri.. Senin yokluğun çokda acıtmaz beni.. Ayni gökyüzünün altındayız diye ayla yıldızlarla sana ne selam yollayacağım nede yanağına buse konduracağım...Sabahları senin günaydın mesajların olmayacak ama uykumu almış olarak uyanacağım.. Günaydın diyeceğim biri olmayacak belki ama aynaya bakıp GÜNAYDIN YÜREKSIZ MELEK diyeceğim...
Anlatmak istediğim kaybettiğim kadar kazançlıyımda bu ayrılıktan... Ben sensiz olmasını da bilirim öncesinde yoktun zaten hiç gelmemiş bu yüreğe girmemiş yüreğimi söküp gitmemiş kabul edeceğim...
Ben yüreksiz yaşamasınıda bilirim ruhum yeter bana AL GIT YÜREĞIM HATIRA OLSUN BENDEN SANA...



Zeynep Gül


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder